Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır.
Bu durumda aside dayanıksız olan yemek borusu hasarlanacaktır. Normalde sağlıklı kişilerdede şikayet veya organik hasar oluşturmadan her gün asit yemek borusuna kaçabilir. Fakat reflü hastalığında ise asidin geriye kaçışı çok fazla olur ve şikayet oluşturur. Hastanın göğüste yanma, ağzına mideden gıdaların gelmesi, ses kısıklığı ve nefes darlığı vb gibi şikayetleri mevcuttur. Yemek borusunun alt ucundaki kapak sisteminde anti-reflü bariyeri mevcuttur. Bu bariyer midedeki asit ve gıdaların yemek borusunda geri dönüşünü engeller. Anti-reflü bariyeri hasarlandığı zaman asit yemek borusunda kaçar ve şikayetler ortaya çıkar. Bir de bunun yanında mide boşalmasının gecikmesi reflüye neden olur. Endoskopi yapıldığında yemek borusunun alt kapağındaki açıklık veya fıtık varlığı gözlenebilir. Fakat bazı hastalara yemek borusunun alt kapağı tamamen normal olabilir.
Kapak endoskopide kapalı gözüktüğü halde reflü hastalığı ortaya çıkabilir. Buradaki mekanizmada, sadece yemek yerken açılması gereken kapak, gerekmediği halde günde 80-150 kere açılıp kapanır ve asit yemek borusunun alt ucunu yakar. Bu durumda endoskopide %50 oranında yemek borusunun alt ucunda asite bağlı doku hasarlanması ortaya çıkabilir. %50 sinde ise reflü hastalığına bağlı hastanın şikayetleri olduğu halde hasar yoktur ve endoskopi normaldir. Bu durumda yemek borusuna geri kaçan asit ve diğer maddeleri ölçen pH-metri, yada Ph-empedansmetri yöntemleri reflü hastalığının tanısını koyar ve bu altın standarttır.
Endoskopi esnasında bazı hastalarda görünüm normalken bazılarında özofajit, peptik darlık veya Barrett özofagusu vardır.
Gastroözofageal reflü hastalığı GERD’nin ortak belirti ve semptomları:
Geceleri asit reflü’nüz varsa, aşağıdakilerle de karşılaşabilirsiniz:
Sıklıkla asit geri akışından kaynaklanır. Gıdalar yutulduktan sonra, yemek borunuzun alt ucunda yuvarlak bir kas bandı yemek ve sıvının midenize geçişini sağlamak için gevşer. Sonra kapak tekrar kapanır. Kapak (sfinkter) anormal şekilde gevşerse veya zayıflarsa, mide asidi özofagusunuza geri akabilir. Asitin bu sürekli geri dönüşü, yemek borunuzun iç yüzeyini tahriş eder ve sıklıkla iltihaplanmasına neden olur.
Reflü hastalığında dikkat edilmesi gereken konular:
Birçok yetişkin aralıklı olarak mide ekşimesi, yanması yaşar . Herhangi bir yaşta reflü hastalığı ortaya çıkabilir. İşte riskinizi artırabilecek bazı faktörler:
Skleroderma: Bağışıklık sisteminin vücuttaki sağlıklı hücrelere saldırdığı bu otoimmün hastalık, GERD riskini artırır. Bu endişeye sahip birçok insanda GERD vardır, çünkü yemek borusu sklerodermada en sık etkilenen organdır.
Astım ve KOAH (Kronik tıkayıcı akciğer hastalığı): Yine uzmanlar, astım ve GERD’ye gelince hangisinin tavuk veya yumurta olduğundan emin değillerdir, ancak çoğu önemli bir bağlantı olduğu konusunda hemfikirdir. Yukarıda belirtilen endişelere ek olarak, GERD bir dizi başka üst solunum problemleriyle de ilişkilendirilmiştir ve sonuçtan ziyade yetişkinlikte başlayan astımın bir nedeni olabilir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) aynı zamanda sizi GERD geliştirme riskini artırır ve GERD’li olmak KOAH semptomlarınızı daha da kötüleştirebilir.
Diyabet: Diyabetli insanlar, özellikle tip 1 diyabet, genellikle gastroparezi denilen bir durum geliştirir. Bu durum, karın boşalmasının gecikmesi ile karakterizedir. Midedeki basınç artabilir ve bu da reflü ile sonuçlanır.
Çölyak Hastalığı: Çölyak hastalığı olan kişiler, özellikle yeni tanı konduklarında genel popülasyondan çok daha yüksek reflü oranına sahip gibi görünmektedir. Araştırmalar, glutensiz bir diyetin reflü şikayetlerini önemli ölçüde azalttığını göstermiştir. Şu anda hekimler olarak, gluten tüketmenin reflü hastalığına neden olup olmadığından ya da reflü hastalığının bir çölyak hastalığı ile ilişkili bir durum olup olmadığından emin değiliz. Bazen reflü, bir kişiye çölyak hastalığı teşhisi konuncaya kadar gerçekleşmez, bu da buna neden olan başka bir şeyin olabileceğini gösterir.